-
1 zayıf bir ihtimal
n. a fat chance -
2 zayıf
сла́бый худо́й* * *1) худо́й, то́щий2) сла́бый; бесси́льный, маломо́щный, не́мощныйzayıf ışık — сла́бый свет
zayıf bir ihtimal — сла́бая возмо́жность
zayıf bir ordu — обесси́ленная а́рмия
zayıf nabız — сла́бый пульс
••- zayıf düşürmek
- zayıf yerinden yakalamak -
3 a fat chance
n. zayıf bir ihtimal, küçük bir şans -
4 a fat chance
n. zayıf bir ihtimal, küçük bir şans
См. также в других словарях:
zayıf — sf., Ar. żaˁīf 1) Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan) Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım. S. M. Alus 2) Görevini yapacak yeterli gücü olmayan Zayıf bir ordu. Gözleri zayıf. 3) mec. Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan Zayıf… … Çağatay Osmanlı Sözlük